İşitme Kaybına Neden Olan Sesler?
İşitme Kaybına Neden Olan Sesler? | 18 Kasım 2020

İnsanların beş duyusundan bir tanesi olan işitme duyusu vücudumuzun dünya algısında ki en büyük parçayı oluşturan duyumuzdur. İnsan için yeterli ve normal düzey de bir işitme sağlanamadığında ise oldukça ciddi problemler oluşmaktadır. İşitme duyusu olmadan da yaşamak elbette mümkündür ancak bu duyunun sonradan kaybedilmesi ve bu sürece alışmak oldukça zor ve uzun zaman almaktadır. Bu sebeple işitme duyumuzun sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlamak adına yapmamız gereken yükümlülüklerimiz vardır. Öncelikli olarak işitme faaliyetinin nasıl oluştuğu ve bu faaliyetin nasıl zarar görebileceğini bilmemiz gerekiyor. Ancak bu işitme faaliyetlerinde işitme kaybına neden olan sesler önemlidir.

İşitme Faaliyeti ve Kaybı

İşitme faaliyeti ve kaybı kısa süreleri içinde gerçekleşiyor gibi görünse bile sesin kulak içinden geçerek anlama ve konuşma noktasında son bulmasına kadar bir dizi süreçten geçmektedir. Temelde seslerin algılanma süreci olarak ifade edilmektedir. Peki, nasıl gerçekleşiyor bu sesleri algılama süreci? Kulak kepçelerimizin vücut dışındaki ve vücut içindeki sesleri toplar ve kulak içinde bulunan kulak kanalı ile kulak zarına gönderilir. Bu ses kulak zarının titremesine neden olur bu titreşimler orta kulakta olan kemikçikleri yani çekiç, örs ve üzenginin sırasıyla hareket etmesine neden olur. Üzengi kemikçiği titreşimleri salyangoza yani koklea’ya iletir. Salyangozun içinde olan bir tür sıvının titreşimi ile tüysü hücreler harekete geçer ve işitme sinirlerini uyarır.

 

İşitme sinirleri beyine bu titreşimleri ses ve elektriksel sinyal şeklinde aktarır ve beyinin anlamlandırma bölümlerinde bu sesler anlamlandırılarak işitme faaliyeti tamamlanmış olur. İşitme faaliyetlerinin bu uzun süreci bizlerde saniyelik bir işlem gibi görünebilir. Ancak bu kısacık zaman zarfı içinde gerçekleşen bu faaliyette en küçük bir hasar ya da zedelenme işitme kaybına yol açmaktadır. Kulak içinde ki bütün faaliyet gösteren kanal ve kemikçikler oldukça hassastırlar. Öyle ki sesin yani titreşimlerin belli bir bölümünü ancak işleyebilmektedirler. Bu ses işlemleri ise temelde titreşimdir. Bu titreşimleri oluşturan ise ses frekanslarıdır. Bütün canlıların bu işitme faaliyetleri bu şekilde işlenmekte ancak bütün canlıların algılayabildikleri ve işleyebildikleri ses frekansları farklıdır.

Canlılarda Ses İşitme Frekansları

İnsanların ses işitme frekansları 20-20.000 Hz aralığında olan frekansları işitirken diğer canlılar yani hayvanlar farklı ses frekanslarını işitmektedirler. Örnek verecek olursak;

  • Mavi Balina; 2 – 20 Hz Frekans aralığı
  • Katil Balina; 0,5 – 125.000 Hz Frekans aralığı
  • Fare; 1000 – 100.000 Hz Frekans aralığı
  • Fil; 1 – 20.000 Hz Frekans aralığı

Canlılarda ses işitme frekansları genel bağlamda bu şekildedir. Canlılardaki bu farklı ses algılamaları yaşamsal faaliyetlerin bir etkisi ve biyolojik yapısal farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu örnekler arasında ise en az ses algılayan canlı ise insandır. İnsanların bu kadar az ses ağılaması işitme konusunda daha hassas olmasını gerektirmektedir.

İşitme Kaybına Sebep Olan Sesler

İşitme kaybına neden olan birçok faktör vardır ancak bu faktörler arasında en mühim olanlardan bir tanesi ise sestir. Seslerin dereceleri ve şiddetleri dB yani desibel olarak ifade edilmektedir. İnsanlar için 80 dB üzerinde olan sesler oldukça tehlikelidir. İşitme kaybına sebep olan sesler 80 dB ve üzerindeki seslere uzun süre hatta bu desibelin birkaç katında oluşan sese aniden maruz kalma ile işitmede o an kayba sebep olmaktadır. Bu sesleri kıyaslayacak olursak bir iş makinasından 130 dB, roketten 180 dB ve gök gürültüsü 120 dB’dir. Yüksek ve insanların işitme frekanslarının dışında olan sesler işitmeye oldukça büyük zararlar vermektedir. Yüksek seslerin işitme kaybına yol açmasındaki en temel sebep ise kulağın dışarından toplamış olduğu bu sesin kulak içinde titreşim olarak alınması ve kulak kanalları ve zarında titreşim olarak işlenmesidir. Yüksek ses dolayısı ile yüksek titreşim kulak kanalları ve kulak zarında zedelenmelere yol açmaktadır. Bu zedelenme kulak içinde ki hassasiyet ya da önceden kulak ile ilgili bir problem yaşanması dâhilinde kulakta ki zedelenen parçanın işlevsiz kalmasına yani işitme kaybına neden olmaktadır. Ancak yüksek sesler her daim kalıcı ve tam bir işitme kaybına neden olmamaktadır. Kulağın toplamış olduğu ses kapasitesinin düşmesine ya da topladığı seslerin tam bir şekilde algılanamamasına neden olmaktadır. Kulak içi zedelenmeler de en fazla fiziksel bir unsurun neden olduğu bir işitme kaybına bakılır ya da kulak içinde fiziksek bir belirti aranır. Ancak ses ile oluşan zararın belirlenmesi oldukça güçtür. Çünkü görünürde bir belirtisi olmamakla birlikte işitme testi yapılması gerekmektedir.

İşitme Testi

İşitme testinde kulak içine ve bölgesine takılan cihazlar ile farklı frekanslar da verilen seslerin algılanması ya algılanamamasına bakılmaktadır.  Bu işlem sonucunda ise işitme kaybının derecesi ve dikkat edilmesi gereken ses aralıkları belirlenir. Söz konusu bu işitme aralıkları ise şöyledir;

0 – 15 dB, İşitme kaybı yok
16 – 40 dB, Çok hafif işitme kaybı var
41 – 55 dB, Hafif işitme kaybı var
56 – 70 dB, Orta işitme kaybı var
71 – 90 dB, İleri işitme kaybı var
91 dB ve üzerinde işitme duyusu yok.
İşitme testi ardından hangi aralıkta olduğunuz belirlemeniz ardından sesler konusunda oldukça dikkat etmeniz gerekmektedir. Artık kulağınızın yakınında hiçbir türlü sesin olmaması gerekmektedir eğer ciddi bir işitme kaybınız var ise. En ufak sesler bile kulağınızda ciddi kalan işitme faaliyetinizin tamamen kaybolmasına neden olacaktır. Bu duruma örnek vermek gerekir ise; 71 – 90 dB aralığında bir işitme kaybı varsa dışarıda yoldan geçen arabanın ani fren sesi sizin kulağınızda oldukça delici bir ses ile yankılanacaktır. Aynı şekilde 2 ya da 3 kişinin bir araya gelmesi ile oluşan bir grupta sizin normal sayılabilecek sesleri algılamada ciddi bir şekilde zorlanmanıza sebep olacaktır.

İşitme Kaybından Korunmak

İşitme kaybından korunmak için en temel olarak ses ile olan ilişkimizi gözden geçirmeliyiz. Kulağımızı yüksek sesten olabildiğince korumalıyız. Kulak sağlığımıza dikkat etmeli ve gerekli kontrolleri mutlaka yaptırmamız gerekmektedir. Eğer kulaklarınızda bir işitme kaybı ise kulak sağlığınıza çok daha fazla dikkat etmeniz gerekmektedir. Kulaklık ile müzik dinlemek söz konusu bile olamayacağı gibi ani oluşan seslerden etkilenmemek adına önceliğiniz kulak ile ses arasındaki doğrudan ilişkiyi kesmek olmalıdır.

Kulak temizliği ise dikkat edilmesi gereken en önemli bir başka noktadır. Kulakta biriken kulak kiri zamanla ses algınızın değişmesine neden olur. Bu sebeple kulaktaki ses aralığının uç noktalar da olmaması hatta mümkün olduğu sürece aynı ortalamalarda olması gerekmektedir.


Biz Sizi Arayalım