Kalp krizi riskini artıran faktörler nelerdir ?

Vücudumuzdaki doku ve organları besleyen atardamarların iç yüzeyinde plak meydana gelmesi, damarı daraltarak, bölgeye taşıdığı kan miktarını azaltır. Daralma kalbi besleyen koroner atardamarlarda olduğunda kalp krizi meydana gelir. Plak oluşumunu artıran faktörlerin bilinmesi, kalp krizi risklerini engellemek açısından önemlidir.

Aşağıda kalp krizi riskini artıran etmenler sıralanmıştır:

Yaş:

Yaşlanma kalp krizi riskini artırır. 45 yaşından büyük erkekler ile 55 yaşından büyük kadınlarda kalp krizi görülme riski gençlere göre daha fazladır.

Cinsiyet:

Erkeklerin kalp krizi geçirme riski kadınlara göre daha fazladır. Ayrıca, erkekler kadınlara göre daha erken yaşta kalp krizi geçirirler.

Tütün kullanımı:

Tütün ve en çok kullanılan tütün ürünü olan sigara, gençlik yıllarından itibaren edinilen kötü alışkanlıklardandır. Yıllar geçtikçe bırakılmaya çalışılsa da, kurtulması oldukça zor olan sigara, kalp krizi geçirme riskini 2-4 kat artırmaktadır.

Sigara içenler sadece kendilerine zarar vermez, çevresindekilere de kötülüğü dokunur çünkü, sigara içmeyenler fakat sigara dumanı olan ortamda bulunan kişiler de risk altındadır. Hatta hayatı boyunca sigara kullanmayan kişiler sırf bu nedenle risk altındadır. Bu sebeple, kapalı ortamlarda sigara içilmemelidir. 

Tansiyon yüksekliği:

Kan basıncının yüksekliği damarları zedeleyen bir etkiye sahiptir. Damar iç yüzeyinin zedelenmesi ise plak oluşumunu artıran sebeplerden biridir. Bu sebeple, hipertansiyonu olan kişiler kalp krizi geçirme riski altındadır.

Yüksek LDL-kolesterol düzeyleri:

Kan dolaşımında bulunan yağlardan bazıları, damar içinde plakların oluşumunda role sahiptir. Özellikle “LDL kolesterol” adı verilen ve halk arasında bilinen adıyla “kötü kolesterol” plak oluşumunda önde gelen etmenlerden biridir. HDL kolesterol ise “iyi kolesterol” olarak bilinir ve yüksekliği kalp krizi riskini azaltır.  

Şeker hastalığı:

Pankreas tarafından salgılanan insülin hormonu yokluğunda, miktarı azaldığında veya vücudun insüline direnç gösterdiği durumlarda şeker hastalığı meydana gelir. Şeker hastalığında vücudun başlıca enerji kaynağı olan glukoz kullanılamaz. Kan dolaşımında seviyesi yükselen şeker damarlara hasar veren etkilere yol açarak kalp krizi riskini artırır.

Ailede kalp krizi geçirme öyküsü:

Anne veya babası, büyükanne veya büyükbabası, ikiz kardeşi kalp krizi geçiren kişilerin kalp krizi geçirme riski daha fazladır. 

Stres:

Günlük yaşamı stresli geçen kişilerin kalp krizi geçirme riski daha fazladır.

Fiziksel aktivite azlığı:

Günlük yaşantısında yeterli fiziksel aktivite yapmayan kişilerin kalp krizi geçirme riski yüksektir. Günde 30 dakikalık hareket bile riski azaltmada etkilidir. Fizik aktivite, yüksek kolesterol düzeyinin düşürülmesine katkıda bulunduğu gibi, başka bir kalp krizi risk faktörü olan şişmanlığı da önler.

Şişmanlık:

Günümüzdeki moda deyim olan “obezite” kalp krizi riskini artırır. Vücut ağırlığının %10’unun verilmesi bile kalp krizi geçirme riskini azaltabilir.

Menopoz: 

Uzun yıllar boyunca östrojen hormonunun etkisiyle kalp krizi geçirme riskinden uzak olan kadınların riski, menopoza girmeleri ile birlikte artar.