

Meniere hastalığı, iç kulakta yoğun basınç oluşmasıyla ortaya çıkar. İç kulakta denge oranının etkilenmesiyle birlikte, hastalık kendisini göstermeye başlamaktadır. Meniere hastalığı tedavi edilmezse, ataklar şiddetlenir. Genel olarak 40 ile 60 yaş arasındaki kadınlar görülür. Yaşam kalitesini doğrudan ve büyük oranda etkileyen meniere, ismini onu tanımlayan Fransız Doktor Prosper Meniere’den almıştır.
Meniere hastalığı için kesin bir nedenden söz etmek ne yazık ki mümkün değildir. Genel olarak hastalığın ortaya çıkmasında kalıtımın rol oynadığı düşünülüyor. Ayrıca travmatik olarak seyreden iç kulak hasarının de meniere hastalığına neden olup olmayacağı hala araştırma konusudur. Bilindiği gibi iç kulak salyangoz şeklindedir ve denge oranını 3 bölüm oluşturmaktadır. Bu bölümlerden iki tanesi perilenfatik sıvı ile doludur. Bu sıvı birçok faktöre bağlı olarak aşırı derecede üretilebilir. Aşırı derecede üretilen sıvı iç kulakta ciddi bir basınç artışı yaratmaktadır. Aynı zamanda da bazı alerjiler ve enfeksiyonlar da bu sıvının aşırı oranda üretimine neden olabilmektedir.
Meniere hastalığına sahip olan kişilerde genellikle kulak çınlaması ya da tek taraflı işitme kaybı ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca vertigo da bu hastalığın belirtisi olarak kendisini gösterebilecektir. Özellikle de vertigo rahatsızlığının ortaya çıkmasıyla birlikte kişiler çevresindeki eşyaların çok hızlı bir şekilde dönüyormuş gibi bir hisse kapılmaktadırlar. Bu hastalık çoğu zaman kişilerin yatmasını gerektirecek kadar şiddetli seyreder. Hatta bazı durumlarda ise mide bulantısı ve kusma gibi sorunlara da yol açtığı görülüyor.
Meniere hastalığında en çok görülen belirti vertigodur. Ayrıca kalın sesleri duymada sıkıntı ile de hastalık belirtilerini gösterebilecektir. Öyle ki işitme kaybı başlangıç aşamasında atakla birlikte ortaya çıkarken, ilerleyen süreç içerisinde de kalıcı hale gelmektedir. Ataklar esnasında ise hastalar kulak içerisinde bir basınç olduğunu doğrudan hissetmektedirler. Meniere hastalığının diğer belirtileri ise; solgun bir görünüm ve terlemedir. Gözlerde titreme bulgusu söz konusudur. Beklenmedik atakların ortaya çıkmasıyla birlikte ise depresyon ve anksiyete belirtileri ortaya çıkacaktır.
Meniere hastalığına kesin bir tanı koymak için iyi bir kulak burun boğaz uzmanının kontrolünden geçmek gerekmektedir. Doktorlar tanı koymak için öncelikle hastaların şikayetlerini dinler. Hastalık geçmişi ve ailede bulunan hastalıkların sorgulanmasından sonra da alanında uzman hekimler hastanın kulağını özel aletler kullanarak detaylı olarak incelemektedirler. Daha sonraki aşamada ise işitme testi yapılır. Bu teste ek olarak denge testi, MRG ya da bilgisayarlı tomografi gibi yöntemler de kullanılabilir. İç kulakta sıvı artışı söz konusu ise de bunu belirlemek adına sıvıyı ölçen elektrookleofrafi ismi verilen bir yöntemle basınç artışı takip edilerek hastalığa tanı koymak mümkün olacaktır. Meniere hastalığı tanısı konduktan sonra ise tedavi süreci doğrudan başlatılır.
Meniere hastalığına neden olan faktörler kesin olarak bilinmediği için tedavi için de kesin bir yöntemden söz etmek ne yazık ki mümkün olmayacaktır. Ancak hastalığın belirtilerine göre farklı tedavi yöntemlerinin kullanılması söz konusu olabilir. Gerçekleştirilen tedavilerdeki amaç ise ortaya çıkan ve insan yaşamını doğrudan olumsuz yönde etkileyen belirtileri tolere edilebilir seviyeye indirmektir. Bu tedavi yöntemleriyle de mümkün olan en hızlı iyileşme sağlanmak amaçlanmaktadır. Meniere hastalarına genel olarak vertigo hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan bulantı ve kusmayı gidermek için ilaç reçete edilir. İlaç tedavisine başlandıktan sonra ortalama 1 sene içerisinde ataklar tamamen ortadan kalkabilmektedir. Ayrıca ilaç tedavisine ek olarak psikolojik tedavi alınması da şarttır.