

Periton, karın boşluğunda bulunan, karın içi organları ve karın duvarını saran ince bir zardır. Periton diyalizi, böbrekler görevini yerine getiremediğinde, vücuttan atılması gereken birtakım maddelerin uzaklaştırılmasında periton zarının kullanıldığı bir yöntemdir. Bu metod, hemodiyaliz adı verilen yöntemden farklıdır. Diyaliz merkezleri ve hastanelerde uygulanan hemodiyalizin aksine, periton diyalizi evde veya işte uygulanabilir.
Şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği veya böbrek hastalıkları nedeniyle böbrek yetmezliği gelişmiş olan hastalarda doktorları tarafından hangi tipte diyaliz yapılması gerektiğine karar verilir.
Hemodiyaliz tedavisi sonrasında ortaya çıkan sıvı dengesizliklerini tolere edebilmek önemlidir. Bunu tolere edemeyenler periton diyalizi için aday olabilir. Bunun dışında, hemodiyaliz tedavisi için bir merkeze gidip gününü bölme imkanı olmayanlar ile diyalizi kendi evinde veya iş yerinde yapabilecek olanlar için periton diyalizi düşünülebilir.
Herkese periton diyalizi yapılmaz. Karın bölgesinde geçirilmiş ameliyatlara bağlı yara izi olanlar, kendi başına periton diyalizini gerçekleştiremeyecek ve kendisine yardım edecek kimse olmayanlar ile iltihabi bağırsak hastalığı bulunan kişilere periton diyalizi yapılmaz.
Karın kaslarının zayıflaması: Uzun süee karın içinde diyaliz sıvısının bulunması karın kaslarına baskı yaparak zayıflamasına yol açabilir.
Enfeksiyon gelişimi: Karın boşluğunu saran periton zarının iltihaplanması en sık rastalanan risklerden biridir. Peritonit adı verilen bu durum, hayatı tehdit edici boyutlara ulaşabilir.
Kilo alma: Periton diyalizi yapmak için kullanılan diyaliz sıvısında şeker vardır. Periton zarından emilen bu şeker, bir yandan kan şekerini yükseltirken, diğer yandan da şeker ile vücuda giren fazla kalorinin depolanması ile kilo alımı gerçekleşir.
Diyaliz sıvısının karın içine alınması ve boşaltılmasını sağlayan bir kateterin vücuda yerleştirilmesi gerekir. Kateter adı verilen ince plastik boru, genellikle lokal anestezi ile küçük bir cerrahi işlem ile göbeğe yakın bir şekilde yerleştirilir.
Kateterin yerleştirilmesinden sonra en az 2 hafta, kateter yerleştirilirken meydana gelen yaraların iyileşmesi beklenir. Ancak ondan sonra periton diyalizine başlanabilir.
Periton diyalizinde steril, yani hiçbir mikrop içermeyen, bir diyaliz sıvısı kullanılır. Bu sıvının steril özelliği bozulmadan, vücuda takılan kateterin yardımıyla karın içine verilir.
Diyaliz sıvısı karın içinde bir süre kalır. Bu esnada, periton zarında bulunan kılcal damarlar vasıtasıyla kan dolaşımında bulunan ve böbrek yetmezliği nedeniyle vücutta atılamayan maddeler bu sıvıya geçer. Bu geçişin sağlanmasında diyaliz sıvısında bulunan şekerin rolü vardır. Sürenin sonunda karın içindeki diyaliz sıvısı kateter yardımıyla geri alınır.
Periton diyalizinde genellikle 2 yöntem kullanılır. Bunlardan biri Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (SAPD), diğeri ise Aletli Periton Diyalizi (APD)'dir. Kimi hastalarda bir yöntem, kimilerinde ise her iki yöntem de kullanılabilir.
Bu tip periton diyalizinde, karın içi belirli bir miktar diyaliz sıvısı ile doldurulur. Belirli bir süre beklendikten sonra yerçekiminin etkisiyle verilen sıvı geri alınır. İşlem esnasında, kandaki atılması gereken maddeler bu diyaliz sıvısına geçer ve sıvının dışarı alınmasıyla vücut dışına atılmış olur. Böylece kan bu atık maddelerden temizlenir. Günde 4-5 kez tekrarlanan bu işlem günlük aktiviteler arasında, evde veya işte yapılabilir.
Otomatik periton diyalizi de denen bu tipte, işlem bir makine yardımıyla gerçekleştirilir. Gece yatmadan önce hazırlanan diyaliz sıvısı ve programlanan makine sayesinde sabaha kadar makineye bağlı kalınarak periton diyalizi yapılır. Böylece gündüz diyalize zaman ayırmanız gerekmez.
Hangi tipte periton diyalizi yapılacağı kişinin tercihlerinin yanı sıra tıbbi durumuna da bağlıdır. Buna karar verecek olan da doktorunuzdur.
Diyalizin başarısı bazı laboratuvar testleri ile anlaşılabilir. Bunlardan biri PET adı verilen ve "peritoneal denge testi" olarak tercüme edilebilecek bir testtir. Bu testte, diyaliz sonu çıkan sıvıdaki şeker, üre ve kreatinin değerleri ölçülür. Böylece periton diyalizinin başarısı ortaya çıkar. Klirens testleri ise diyaliz sıvısı ve kanda bulunan üre miktarlarının karşılaştırılması esasına dayanır.
Bu durumda doktorunuz diyalizde kullandığınız diyaliz sıvısından, günde yapılan diyaliz sayısına veya diyaliz sıvısı içindeki şeker miktarına kadar bazı değişiklikler yapabilir.
Diyalizin başarılı olmasının şartlarından biri de doktorunuzun önerdiği diyeti uygulamaktır. Özellikle sodyum ve fosfor miktarı düşük yiyeceklerin yenmesi önemlidir. Bir diyetisyen yardımıyla kişiye özgü diyet belirlenebilir.
Periton diyalizinde başarılı sonuç almanın yollarından biri de ilaçların düzenli kullanılmasıdır. Kan basıncının düzenlenmesi, alyuvarların üretiminin stimüle edilmesi ve fosfor birikiminin önlenmesi için verilen ilaçlar doktorunuzun önerdiği doz ve sürelerde kullanılmalıdır.